Uyuşturucu madde ticareti suçu, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 188. maddesinde düzenlenmiş, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin yasa dışı üretim, dağıtım, satış, nakil veya ticaret amacıyla bulundurulması gibi eylemleri kapsayan ciddi bir suçtur. Bu suç, kamu sağlığını tehdit eden ve uluslararası boyutta mücadele edilen bir suç türüdür. Uyuşturucu madde ticareti suçu, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 188. maddesinde tanımlanmış, seçimlik hareketli bir suçtur. Bu suç, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin;
Suçun konusu, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerdir. Ancak maddenin türüne göre ceza farklılaşır:
TCK Madde 188/4 (Nitelikli Hal): Eroin, kokain, morfin, bazmorfin veya bonzai gibi maddelerin ticareti, daha ağır cezayı gerektirir. TCK Madde 188/3 (Temel Şekil): Esrar, ecstasy gibi diğer uyuşturucu maddelerin ticareti için uçun temel şekliyle cezalandırılır.
Sakarya’da bu tür suçlarla karşı karşıya kalanlar, doğru hukuki stratejiyle savunmalarını güçlendirebilir. Avukat Mehmet Altun, ceza hukuku alanında uzmanlığıyla yanınızdadır.
Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal Etmek (TCK 188/1)
Örnek:
Açıklama:
Örnek:
Açıklama:
Örnek:
Açıklama:
Örnek:
Açıklama:
Örnek:
Açıklama:
Örnek:
Sakarya’da uyuşturucu suçu davalarında deneyimli bir avukat arıyorsanız, Altun Hukuk ve Danışmanlık size yardımcı olur.
Açıklama:
Örnek:
Açıklama:
Örnek:
Uyuşturucu maddeyle ilgili suçlar, Türk Ceza Kanunu'nda iki temel kategoride ele alınır: kişisel kullanım için uyuşturucu madde bulundurma ve uyuşturucu madde ticareti. Bu iki suç, cezai yaptırımları ve hukuki sonuçları açısından köklü farklılıklar taşır. Ancak, bir eylemin hangi suça karşılık geldiğini belirlemek, genellikle karmaşık bir değerlendirme gerektirir. Yargıtay’ın belirlediği ölçütler, bu ayrımı netleştirmede yol gösterici olur. Peki, bir kişinin elindeki uyuşturucu maddenin kişisel kullanım için mi yoksa ticari amaçla mı bulundurulduğunu nasıl anlarız? İşte bu sorunun cevabını veren temel kriterler:
Uyuşturucu madde bulundurmanın kullanma amacına yönelik olup olmadığının tespit edilmesinde dikkate alınması gereken ve öğreti ile uygulamada da kabul edilen ölçütler vardır.Bunlar;
a)İlki; failin bulundurduğu uyuşturucu maddeyi başkasına satma ya da devir veya tedarik etme hususunda herhangi bir davranış içerisine girip girmediği,
b)İkincisi; Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin bulundurulduğu yer ve bulunduruluş biçimidir.
c)Kabul edilen üçüncü ölçüt ise bulundurulan uyuşturucu veya uyarıcı madde miktarıdır.
1-) Metamfetamin: Günlük 10 gram (metafetamin maddesinin kullanım sınırına ilişkin net bir ölçü yapılamaktadır. Ancak Yargıtay kararlarında, günlük 10 gram altındaki miktarların kişisel kullanım sınırları içerisinde kaldığı kabul edilmektedir.)
2-) Esrar : Günlük 4,5 gram
3-) Kenevir : 20-25 kök
4-) Eroin : Günlük 60 miligram. Olarak kabul edildiği. Bunlar tek tek irdelenirse;
Hukuki değerlendirmede en kritik unsur, yakalanan uyuşturucu maddenin miktarıdır. Eğer bir kişi, kendi tüketim ihtiyacını aşan bir miktarda uyuşturucu maddeye sahipse, bu durum genellikle maddenin satış, dağıtım veya başka bir ticari amaçla bulundurulduğuna işaret eder. Kişisel kullanım miktarı, bireyin fiziksel ve ruhsal özelliklerine, kullandığı maddenin türüne, kalitesine ve etki gücüne göre değişkenlik gösterir. Örneğin, Adli Tıp Kurumu’nun raporlarına göre, bir esrar kullanıcısı günde ortalama 2-3 kez, her seferinde yaklaşık 1-1,5 gram esrar tüketebilir. Bu bağlamda, bir kişinin yıllık tüketim sınırını katbekat aşan bir miktarda uyuşturucu madde bulundurması, ticaret amacı taşıdığına dair önemli bir göstergedir. Yargıtay, her uyuşturucu madde için kişisel kullanım sınırlarını ayrı ayrı belirlemiştir; örneğin, esrar için bu sınır, eroinden veya sentetik maddelerden farklıdır.
Ele geçirilen uyuşturucu maddelerin türü, suçun niteliğini belirlemede önemli bir kriterdir. Genellikle kişisel kullanım için uyuşturucu bulunduran kişiler, tek bir madde veya benzer etkilere sahip birkaç maddeyi tercih eder. Ancak, örneğin eroin, kokain, sentetik haplar ve esrar gibi farklı etkilere sahip birden fazla uyuşturucu maddenin aynı anda bulunması, bu maddelerin satış veya dağıtım amacıyla bulundurulduğuna işaret edebilir.
Sanığın uyuşturucu maddeyi satma, devretme ya da başkasına temin etme yönünde herhangi bir davranışta bulunup bulunmadığı titizlikle incelenir. Örneğin, başka bir kişinin sanıktan uyuşturucu madde satın aldığını ifade etmesi, telefon kayıtlarında satışla ilgili yazışmaların tespit edilmesi veya başka bir sanığın bu yönde beyanda bulunması, eylemin uyuşturucu ticareti suçu olarak tanımlanmasına yol açabilir.
Uyuşturucu maddenin saklandığı yer, suçun amacı hakkında önemli ipuçları verir. Kişisel kullanım için uyuşturucu madde bulunduran bir kişi, bu maddeyi genellikle kolayca erişebileceği yerlerde, örneğin evinde, iş yerinde veya araç içinde saklar. Ancak, maddenin gizli bir depoda, tenha bir alanda veya satışa uygun bir konumda saklanmış olması, ticaret amacı taşıdığını gösterebilir.
Uyuşturucu maddenin nasıl saklandığı ve paketlendiği, suçun niteliğini belirlemede kritik bir rol oynar. Örneğin, maddenin küçük ve düzenli paketler halinde hazırlanmış olması, her paketin aynı ağırlıkta dikkatle ölçülmüş olması veya ele geçirilen yerde hassas bir terazi, paketleme için kullanılan malzemeler (örneğin, küçük kilitli poşetler veya alüminyum folyolar) bulunması, maddenin ticari amaçla bulundurulduğuna dair güçlü bir kanıttır.
Sonuç olarak, uyuşturucu madde ticareti suçu ile kişisel kullanım için bulundurma suçu arasındaki ayrım, yukarıdaki ölçütler ışığında yapılır. Bu kriterler, hem maddi deliller hem de sanığın davranışları dikkate alınarak değerlendirilir ve suçun doğru şekilde vasıflandırılması için büyük önem taşır.
Sakarya’da bu ayrımı doğru yapmak için uzman bir avukata ihtiyacınız varsa, Avukat Mehmet Altun size rehberlik eder.
Uyuşturucu maddeyle ilgili suçlar, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) ciddi yaptırımlarla düzenlenmiş olup, özellikle uyuşturucu madde ticareti, toplum sağlığı üzerindeki etkisi nedeniyle ağır cezalarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu suç, üretimden dağıtıma, nakilden satışa kadar geniş bir yelpazede işlenebilir ve her bir eylem için farklı cezai sonuçlar öngörülmüştür. Peki, uyuşturucu madde ticareti suçu nedir ve bu suçun cezaları nasıl belirlenir? İşte bu konuda bilmeniz gereken temel bilgiler:
Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin izinsiz şekilde üretilmesi, yurda getirilmesi veya yurtdışına gönderilmesi, TCK’da en ağır cezalarla karşılanan suçlardandır. Bu eylemleri gerçekleştiren kişiler, 20 ila 30 yıl arasında hapis cezası ile cezalandırılır ve buna ek olarak yüksek miktarda adli para cezası öder. Eğer bir kişi, başka bir ülkede uyuşturucu madde ihracatı nedeniyle yargılanmış ve ceza almışsa, Türkiye’deki yargılama sürecinde bu ceza, verilecek yeni cezadan düşülür. Bu düzenleme, uluslararası suçlarla mücadelede adil bir yaklaşım sağlamayı amaçlar.
Uyuşturucu maddelerin ülke sınırları içinde satılması, piyasaya sunulması, başka kişilere sağlanması, taşınması, saklanması veya elde bulundurulması gibi eylemler de ciddi yaptırımlara tabidir. Bu tür faaliyetlerde bulunanlar, en az 10 yıl hapis cezası ve yüksek miktarda adli para cezasıyla karşı karşıya kalır. Ancak, bu maddelerin bir çocuğa satılması veya sağlanması durumunda, hapis cezası en az 15 yıl olarak uygulanır. Bu ağırlaştırma, çocukların korunmasına yönelik özel bir hassasiyetin göstergesidir.
Bazı uyuşturucu maddeler, yüksek bağımlılık potansiyelleri nedeniyle daha ağır cezalarla ilişkilendirilir. Örneğin, eroin, kokain, morfin, sentetik kannabinoidler, sentetik opioidler veya amfetamin gibi maddelerle işlenen suçlar, cezaların artırılmasına neden olabilir. Bu maddelerin ticareti, toplum üzerindeki yıkıcı etkileri nedeniyle daha sıkı bir şekilde denetlenir ve cezalandırılır.
Uyuşturucu madde ticareti suçunun işlendiği yer, cezanın belirlenmesinde önemli bir etkendir. Eğer suç, okul, hastane, yurt, ibadethane, askerî tesis veya benzeri kamusal alanların 200 metre yakınında gerçekleşirse, cezalar daha da ağırlaşır. Bu durumda, suçlular en az 15 yıl hapis cezası ve artırılmış adli para cezasıyla karşı karşıya kalır. Bu düzenleme, toplumu ve özellikle hassas grupları koruma amacı taşır.
Uyuşturucu madde ticareti suçunun birden fazla kişi tarafından işlenmesi, cezaların artmasına yol açar. Eğer suç, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenirse, ceza yarı oranında artırılır. Dahası, suçun bir suç örgütünün faaliyetleri kapsamında gerçekleştirilmesi durumunda, ceza iki katına çıkar. Bu, organize suçlarla mücadelede caydırıcılığı artırmayı hedefler.
Bazı uyuşturucu veya uyarıcı etkisi olan maddelerin üretimi veya satışı, resmi izinlere veya doktor reçetesine bağlıdır. Bu maddelerle ilgili izinsiz faaliyetlerde bulunanlar, yukarıdaki cezalarla karşılaşır; ancak, mahkeme cezayı yarı oranına kadar indirebilir.
Uyuşturucu madde ticareti suçunun, belirli meslek grupları tarafından işlenmesi durumunda cezalar daha da ağırlaşır. Örneğin, doktor, eczacı, hemşire, veteriner, kimyager veya sağlık sektörüyle ilgili diğer profesyoneller bu suçu işlerse, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu düzenleme, meslekî sorumlulukların kötüye kullanılmasını önlemeyi amaçlar.
Sakarya’da uyuşturucu suçu cezalarıyla ilgili hukuki danışmanlık için Altun Hukuk ve Danışmanlık’la iletişime geçin.
Sonuç: Toplum Sağlığı ve Hukuki Mücadele
Uyuşturucu madde ticareti suçu, hem bireylerin hem de toplumun sağlığını tehdit eden ciddi bir suçtur. TCK, bu suçla mücadelede caydırıcı cezalar öngörerek, özellikle gençleri ve hassas grupları koruma altına almayı hedefler. Ancak, bu tür davalarda doğru hukuki değerlendirme büyük önem taşır. Suçun niteliği, delillerin toplanması ve sanığın niyeti, cezaların belirlenmesinde kritik rol oynar. Uyuşturucuyla mücadele, yalnızca cezai yaptırımlarla değil, aynı zamanda toplumsal farkındalık ve rehabilitasyon programlarıyla desteklenmelidir.
Uyuşturucu madde ticareti, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) ağır cezalarla düzenlenen ciddi bir suçtur. Ancak, bu suçu işleyen bir kişi, adalet sistemine katkıda bulunarak cezasını hafifletebilir veya tamamen kurtulabilir. Bu imkân, TCK’nın 192. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümleriyle sağlanır. Etkin pişmanlık, bir kişinin suç işledikten sonra kendi isteğiyle pişmanlık göstermesi, suçun zararlarını azaltmaya çalışması ve yetkililere yardımcı olması durumunda uygulanan bir ceza hukuku mekanizmasıdır. Peki, uyuşturucu madde ticareti suçunda etkin pişmanlık nasıl işler ve hangi durumlarda ceza indirimi veya muafiyet getirir? İşte bu konuya dair kapsamlı bir rehber:
Etkin pişmanlık, bir sanığın suç işledikten sonra gönüllü olarak adalete destek vermesi, suçun ortaya çıkarılmasına veya diğer suçluların yakalanmasına yardımcı olması anlamına gelir. Uyuşturucu madde ticareti ve üretimi gibi suçlarda, bu destek genellikle diğer suçluların ifşa edilmesi veya uyuşturucu maddelerin saklandığı yerlerin bildirilmesi şeklinde olur. TCK 192, etkin pişmanlığı iki farklı zaman diliminde değerlendirir: suçun resmi makamlar tarafından bilinmediği bir aşamada ve suçun bilindiği bir aşamada gösterilen pişmanlık.
Eğer bir kişi, uyuşturucu madde ticareti veya üretimi suçuna karıştıktan sonra, henüz polis, jandarma veya savcılık gibi makamlar bu suçu öğrenmeden önce gönüllü olarak bilgi verirse, cezadan tamamen kurtulabilir. Bu durumda, kişinin aşağıdaki adımlardan birini gerçekleştirmesi yeterlidir:
Bu bilgiler, diğer suçluların yakalanmasını veya uyuşturucu maddelerin ele geçirilmesini sağlarsa, kişi hakkında ceza uygulanmaz. Örneğin, bir kişi, polisin haberi olmadan, bir uyuşturucu sevkiyat ağının üyelerini veya gizli bir üretim tesisini ifşa ederse ve bu bilgiler operasyonla sonuçlanırsa, cezadan muaf tutulabilir. Yargıtay, bu noktada kanunda geçen “ve” ifadesinin “veya” olarak yorumlanması gerektiğini belirtir; yani, hem diğer suçluları hem de saklanma yerini bildirmek zorunlu değildir, birini yapmak yeterlidir.
Eğer suç, resmi makamlar tarafından zaten tespit edilmişse, kişi yine de etkin pişmanlık göstererek cezasında indirim elde edebilir. Bu durumda, kişinin aşağıdaki katkılardan birini sağlaması gerekir:
Bu tür bir işbirliği, cezanın dörtte birinden yarısına kadar azaltılmasını sağlar. Örneğin, bir kişi, uyuşturucu ticareti soruşturması sırasında, diğer şüphelilerin saklandığı bir konumu veya sevkiyat planını bildirirse, mahkeme bu katkıyı dikkate alarak cezayı indirebilir. Ancak, indirim için verilen bilgilerin doğru, yararlı ve sonuca etkili olması şarttır.
Etkin pişmanlıkta “suç ortağı” kavramı, yalnızca suça doğrudan katılanları (örneğin, TCK 37-39’daki iştirakçiler) değil, suçla herhangi bir şekilde bağlantılı olan kişileri de kapsar. Bu, uyuşturucu maddeyi sağlayan tedarikçileri, maddeyi satın alan alıcıları, satan kişileri veya başka bir uyuşturucu suçuna karışanları içerebilir. Örneğin, bir sanık, uyuşturucu aldığı bir distribütörü veya sattığı bir müşteriyi bildirirse, bu da etkin pişmanlık kapsamında değerlendirilebilir. Yargıtay, bu kavramın geniş yorumlanması gerektiğini vurgular ve bildirilen kişinin kimliğinin tespit edilmesi veya yakalanması için somut bir katkı sağlanmasını şart koşar.
TCK 192’ye göre, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak için aşağıdaki koşulların bir arada gerçekleşmesi gerekir:
Suçun Türü: Sanık, TCK 188 (uyuşturucu ticareti, üretimi, satışı, nakli vb.) veya TCK 191 (kişisel kullanım veya bulundurma) kapsamındaki bir suçu işlemiş olmalıdır.
Kişisel Katkı: Bilgi veya yardım, bizzat sanık tarafından sağlanmalıdır; başkası aracılığıyla yapılan bildirimler geçerli değildir.
Zamanlama: Katkı, suçun resmi makamlarca öğrenilmesinden sonra ancak mahkeme kararından önce sunulmalıdır.
Yetkili Makamlar: Bilgiler, savcılık, polis, jandarma, valilik, konsolosluk gibi soruşturma veya kovuşturma yetkisi olan birimlere iletilmelidir.
Etkililik: Verilen bilgiler, suçun çözülmesine, diğer suçluların yakalanmasına veya kimliklerinin belirlenmesine somut bir katkı sağlamalıdır.
Doğruluk ve Yarar: Bilgiler doğru olmalı, yeni bir bilgi sunmalı ve adalet sürecine fayda sağlamalıdır.
Yargıtay, etkin pişmanlık değerlendirmesinde sanığın samimiyetini ve bilgilerinin değerini titizlikle inceler. Aşağıdaki durumlarda etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilir:
Sanık, daha önce bilinmeyen bir suçlunun kimliğini veya yerini açıklar ve bu kişi yakalanır ya da kimliği kesinleşir.
Bildirilen kişi, sanığın işlediği suça eşdeğer veya daha ağır bir suç işlemiş olmalıdır. Örneğin, sanık bir uyuşturucu satıcısıyken, bir üretim ağı liderini ifşa ederse, bu katkı daha değerli sayılır.
Sanık, kişisel kullanım miktarındaki bir uyuşturucuyu satmak için bulundurduğunu itiraf eder ve bu, satış suçuna dair başka delil yoksa etkin pişmanlık olarak kabul edilebilir.
Örneğin, bir sanık, polisin zaten bildiği bir ismi tekrar ederse, bu etkin pişmanlık sayılmaz. Ancak, bilinmeyen bir sevkiyat rotasını veya gizli bir depoyu ifşa eder ve bu bilgi operasyonla sonuçlanırsa, indirim uygulanabilir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, etkin pişmanlıkta aşağıdaki noktalara dikkat çeker:
Samimiyet : Sanığın verdiği bilgiler, kişisel bir husumetten kaynaklanmamalı ve samimi olmalıdır.
Yeni Bilgi : Bildirilen bilgiler, yetkililerin daha önce bilmediği bir gerçeği ortaya çıkarmalıdır.
Sonuca Etki : Bilgiler, bir suçlunun yakalanmasına, kimliğinin tespit edilmesine veya uyuşturucu maddelerin ele geçirilmesine yol açmalıdır.
Suçun Ağırlığı : Bildirilen kişinin işlediği suç, sanığın suçuna eşdeğer veya daha ağır olmalıdır.
Delil Yeterliliği: Bildirilen kişinin suçluluğu, mevcut delillerle desteklenmeli ve mahkûmiyetle sonuçlanabilecek nitelikte olmalıdır.
Örneğin, bir sanık, uyuşturucu ticareti suçundan yakalandığında, kişisel kullanım miktarındaki maddeyi satmak için bulundurduğunu itiraf ederse ve bu konuda başka delil yoksa, bu itiraf etkin pişmanlık olarak değerlendirilebilir. Ancak, sanık, hayali bir ismi veya varlığı belirsiz bir kişiyi bildirirse, bu bilgi faydasız sayılır ve indirim uygulanmaz.
Etkin pişmanlık, uyuşturucu madde ticareti gibi karmaşık ve toplumsal zararları yüksek suçlarla mücadelede önemli bir araçtır. Bu mekanizma, suçluların adaletle işbirliği yapmasını teşvik eder, suç ağlarının çökertilmesine yardımcı olur ve uyuşturucu maddelerin topluma ulaşmasını engeller. Aynı zamanda, sanıklara cezalarını hafifletme veya cezadan kurtulma şansı sunarak, onların topluma kazandırılmasına olanak tanır. Ancak, bu imkândan yararlanmak için sanığın samimi bir şekilde işbirliği yapması ve verdiği bilgilerin adalet sürecine somut bir katkı sağlaması şarttır.
Uyuşturucu madde ticareti suçu, toplum sağlığını tehdit eden ciddi bir suçtur ve ağır cezalarla karşılanır. Ancak, doğru hukuki strateji ve etkin pişmanlık gibi mekanizmalar, sanıkların cezalarını hafifletebilir. Sakarya’da ceza hukuku alanında uzman Avukat Mehmet Altun, uyuşturucu suçu davalarında müvekkillerine profesyonel destek sunar.
Altun Hukuk ve Danışmanlık olarak, Sakarya’daki müvekkillerimize şeffaf ve etkili hukuki hizmet sağlıyoruz. Uyuşturucu madde ticareti suçuyla ilgili sorularınız için bizimle iletişime geçin:
Telefon: 0505 442 42 36
Sakarya’da uyuşturucu suçu avukatı arıyorsanız, hemen bizimle iletişime geçin!
Uyuşturucu madde ticareti suçu, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 188. maddesinde düzenlenen, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin yasa dışı üretimi, satışı, nakli, depolanması veya ithal/ihracı gibi eylemleri kapsayan ciddi bir suçtur. Sakarya’da bu suçla ilgili davalarda uzman bir avukata ihtiyacınız varsa, Avukat Mehmet Altun size profesyonel destek sağlar.
TCK 188’e göre suç, şu eylemlerle işlenir:
Uyuşturucu imal etmek,
İthal veya ihraç etmek,
Satmak, satışa sunmak veya dağıtmak,
Nakletmek, depolamak,
Ticaret amacıyla satın almak veya kabul etmek.
Sakarya’da bu tür suçlarla karşı karşıya kalanlar, Altun Hukuk ve Danışmanlık’tan hukuki danışmanlık alabilir.
Cezalar, suçun niteliğine ve maddenin türüne göre değişir:
Üretim, ithalat veya ihracat: 20-30 yıl hapis ve adli para cezası.
Ülke içi satış veya dağıtım: En az 10 yıl hapis, çocuklara satışta en az 15 yıl.
Okul, hastane gibi yerlerde işlenirse: En az 15 yıl hapis.
Sakarya’da ceza hukuku alanında uzman Avukat Mehmet Altun, doğru savunma stratejisiyle yanınızdadır.
Kişisel kullanım için uyuşturucu bulundurma (TCK 191) ile ticaret suçu (TCK 188) arasında ayrım, Yargıtay kriterlerine göre yapılır:
Miktar: Örneğin, günlük 4,5 gram esrar kişisel kullanım sayılabilir, ancak 5 kilogram esrar ticaret şüphesi doğurur.
Saklama Şekli: Küçük paketler veya hassas terazi bulunması ticarete işaret eder.
Davranışlar: Satış veya dağıtım amacı olup olmadığı incelenir.
Sakarya’da bu ayrımı doğru yapmak için Avukat Mehmet Altun’dan destek alabilirsiniz.
Etkin pişmanlık (TCK 192), sanığın suçun aydınlatılmasına veya diğer suçluların yakalanmasına yardım etmesi durumunda ceza indirimi veya muafiyet sağlar:
Suç bilinmeden önce bilgi verilirse: Cezadan kurtulma.
Suç bilindikten sonra katkı sağlanırsa: Cezada ¼ ila ½ indirim.
Sakarya’da etkin pişmanlık sürecinde hukuki rehberlik için Altun Hukuk ve Danışmanlık’la iletişime geçin.
Eroin, kokain, morfin, bazmorfin, bonzai gibi maddelerin ticareti (TCK 188/4), esrar veya ecstasy’ye göre daha ağır cezalandırılır. Sakarya’da bu tür davalarda doğru savunma için Avukat Mehmet Altun’un uzmanlığına güvenebilirsiniz.
Okul, hastane, ibadethane gibi yerlerin 200 metre yakınında suç işlenmesi, cezayı artırır (TCK 188/4-c). En az 15 yıl hapis ve yüksek adli para cezası uygulanır. Sakarya’da bu tür durumlarda hukuki destek için bizimle iletişime geçin.
Üç veya daha fazla kişinin hiyerarşik bir yapıda uyuşturucu ticareti yapması, cezayı yarı oranında artırır. Suç örgütü kapsamında işlenirse ceza iki katına çıkar (TCK 188/6). Sakarya’da örgütlü suç davalarında Avukat Mehmet Altun size yardımcı olur.
Esrarın bitkisel bir madde olması, onun daha az zararlı olduğu anlamına gelmez. TCK’ya göre esrar, uyuşturucu veya uyarıcı madde olarak sınıflandırılır ve sağlığa ciddi zararları vardır. Örneğin, uzun süreli kullanımı bağımlılığa, bilişsel bozukluklara ve solunum sorunlarına yol açabilir. TCK 188 kapsamında esrar ticareti, temel şekliyle (TCK 188/3) cezalandırılırken, miktarı ve amacı ticaret suçu olarak değerlendirilirse ağır cezalar uygulanır. Sakarya’da esrarla ilgili suçlarda hukuki destek için Avukat Mehmet Altun’la iletişime geçebilirsiniz.
Uyuşturucu madde kullanımı şüphesiyle idrar, kan, saç ve tükürük testleri yapılabilir. Bu testler, madde türünü ve kullanım zamanını tespit eder. TCK 191 kapsamında kişisel kullanım suçlamasıyla karşı karşıya kalanlar için test sonuçları kritik delildir. Sakarya’da uyuşturucu testi sonrası hukuki süreçte doğru adımları atmak için Altun Hukuk ve Danışmanlık’tan destek alabilirsiniz.
Uyuşturucu kullanımı şüphesiyle karşılaştığınızda, öncelikle bir avukata danışmalısınız. TCK 191’e göre kullanım, satın alma veya bulundurma suçları 2-5 yıl hapis cezasıyla cezalandırılabilir. Ayrıca, tedavi ve denetimli serbestlik gibi alternatifler için uzman bir ceza avukatıyla çalışmak önemlidir. Sakarya’da bu süreçte Avukat Mehmet Altun, size hukuki rehberlik sunar.
Evet, TCK 191 uyarınca uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi satın almak, kabul etmek, bulundurmak veya kullanmak suçları 2 ila 5 yıl hapis cezasıyla cezalandırılır. Ancak, etkin pişmanlık, tedavi veya denetimli serbestlik gibi seçenekler cezayı hafifletebilir. Sakarya’da uyuşturucu suçlarıyla ilgili savunmanız için Avukat Mehmet Altun’dan profesyonel destek alabilirsiniz.
TCK 191’e göre uyuşturucu madde kullanmak, satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçları 2 ila 5 yıl hapis cezasıyla başlar. Eğer madde kamuya açık alanlarda (örneğin, park veya sokak) kullanılırsa, ceza artırılabilir. TCK 188 kapsamındaki ticaret suçları ise en az 10 yıl hapisle başlar. Sakarya’da bu suçlarla ilgili hukuki danışmanlık için Altun Hukuk ve Danışmanlık’la iletişime geçin.
Evet, TCK 192’ye göre etkin pişmanlık gösteren sanıklar ceza indiriminden yararlanabilir. Suç yetkili makamlarca öğrenildikten sonra suç ortaklarının yakalanmasına veya suçun aydınlatılmasına yardım edilirse, cezada ¼ ila ½ oranında indirim uygulanabilir. Suç bilinmeden önce bilgi verilirse cezadan tamamen kurtulmak mümkündür. Sakarya’da etkin pişmanlık sürecinde Avukat Mehmet Altun size rehberlik eder.
Uyuşturucu suçlarında infaz süresi, cezanın türüne ve TCK’daki infaz kurallarına bağlıdır. Örneğin, TCK 191 kapsamındaki 2-5 yıl hapis cezalarında, koşullu salıverme (şartlı tahliye) genellikle cezanın ½’si veya ⅔’sü yatıldıktan sonra mümkündür. Denetimli serbestlik ve iyi hal gibi faktörler de süreyi etkileyebilir. TCK 188’deki ticaret suçlarında (10 yıl ve üzeri) infaz süresi daha uzundur. Sakarya’da infaz hesaplamaları ve savunma için Avukat Mehmet Altun’dan destek alabilirsiniz.
Uyuşturucu madde ticareti ve kullanım davaları karmaşık ve ağır cezalar içerir. Doğru savunma, delillerin değerlendirilmesi ve etkin pişmanlık gibi mekanizmalar için uzman bir avukat şarttır. Sakarya’da ceza hukuku alanında deneyimli Avukat Mehmet Altun, müvekkillerine profesyonel destek sunar.
Sakarya’da uyuşturucu madde ticareti veya kullanımıyla ilgili hukuki destek için:
Telefon: 0505 442 42 36
Web: www.altunhukukdanismanlik.com
Altun Hukuk ve Danışmanlık, şeffaf ve etkili hukuki hizmetle yanınızda!